messe frankfurt etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
messe frankfurt etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

29 Kasım 2015 Pazar

TEXWORLD İSTANBUL FUARI 2015

Çok güzel ve yepyeni bir paylaşımla herkese merhaba!
Koleksiyon hazırlama yoğunluklarından dolayı üzerinde epeyce çalıştığım bu postu siz sevgili takipçilerimle henüz paylaşabiliyorum. Beni daha önceden de takip ediyorsanız moda etkinliklerine katılmayı ne kadar çok sevdiğimi ve etkinliklerde elimden geldiğince yer almaya çalıştığımı biliyorsunuzdur. Messe Frankfurt tarafından organize edilen Texworld İstanbul Fuarı 3-5 Kasım tarihleri arasında Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'nda ziyaretçilerine kapılarını açtı. 8 ülkeden 127 kişi ile katılım yapan firmalar; denimden ipeğe, brokardan örme kumaşlara kadar bir çok ürün ve aksesuarı sergileme fırsatı yakalayarak alıcılarına sundu. Ziyaretçilerine müthiş seminer & workshop programı hazırlayan ekip; üniversite öğrencilerine ve modaseverlere güzel deneyimler yaşattı.
Bende programda yer almış konuları derleyip sizleri elimden geldiğince bilgilendirmeye çalışacağım:)

3 Kasım Salı 
   
GELECEKTE MODA
Stilkolik.com sitesinin kurucusu olan Elif Tuğba Aydınlıyurt moderatörlüğünde gerçekleşen etkinlikte; Buket Güler, Simla Canpolat, Nihan Çumralıgil gibi bloggerlar ile gelecekte moda konuştuk. Geleceğin modası öncelikli olarak 'akıllı' olacak. Moda ve teknolojinin birleşmesiyle oluşan moda; sadece renklerde, kumaşlarda ve tasarımlarda etkili olmayacak. Kendi vücut ısınızı dengeleyecek kumaşlar, ruh halinize göre renk değiştirebilen kumaşlar, 3d print sistemi ile belki hayal ettiğiniz kıyafetlere sahip olabileceksiniz! Zanaat bitmeyecek gibi gözüksede; zaman ve moda o kadar değişiyor ki, teknoloji ile birleşince üst düzey olanaklar sağlanabiliyor, tabi ona ayak uydurabilmek kime kısmet olursa!:)

VİTRİN TASARIMI VE STYLİNG
Görsel sunumun bir parçası olan ''Styling'' üzerine özel projeler hazırlamakta olan Ümit Temurçin moderatörlüğünde gerçekleşen etkinlikte;
Tuba Ergin / Emre Erdemoğlu Mercedes Benz Fashion Week İstanbul - Moda TasarımcılarıRuken Demirer / Stil blogger'ı, Tuba Yapıncak Tchibo Genel Müdürü, Burcu Cansız / Gap-Banana Republic Görsel Sunum Yöneticisi, Pınar Çelikel / ALL Dergisi Yayın Yönetmeni gibi bize yön gösteren değerli ve başarılı konuklar yer aldı.
Geniş ve kapsamlı konularla geçen seminerde ilk olarak ''Güncel Trend Takibi ve Tahmini yapabilmek için neler yapmalıyız?'' konusu işlendi. Gelin hep beraber inceleyelim;
* Ulusal moda dergilerini takibe alarak sık sık incelemek. Elle, Vogue, All gibi dergileri incelemek.
* En başarılı perakende devi markaların koleksiyonlarını takip etmek.
Mango, H&M, Zara gibi dünyaca ünlü perakende zincirine yön veren, fast fashion denilen hızlı moda algısı olan markalar tüketiciyle çok hızlı bir şekilde buluşuyor ve bizlerde bunları kolaylıkla satın alabiliyoruz.)
* İç mimari, strateji planlama.
( M
arkaların iyi koleksiyon sunmaları tabiki önemli ama bunlar paket program halinde, koleksiyonun bizlere nasıl sunulduğu ve müşteriye algısına nasıl hitap ettiğine dair akımları incelemek gerekir.)
* Modern sanat akımlarını mercek altına almak.
( İstanbul gibi sanat galerileri ve sergilerin olduğu bir şehirde tasarım öğrencilerinin bu sanatlarla içli dışlı olup, ilham almaları gerekir.) 

Diğer bahsettiğimiz konuları aşağıda görebilirsiniz!
Bayrağımızı diğer coğrafi bölgelere taşımayı başarabilmiş, bize yol gösteren tasarımcılarımızdan bahsetmeye ne dersiniz?
Tuba Ergin; Lise eğitimini Amerika'da tamamlayıp, La Salle Academy'de Moda Tasarımı ve Pazarlaması diploma programını bitiren tasarımcı, ailesinden ve çocukluk isteğinden gelen bu mesleği her zaman yapmak istemiş. 15 senedir bu sektörde ve aynı zamanda çoğu markaya kreatif direktörlük yapıyor. 2 sene önce ''TUBA ERGİN'' markasını yaratarak İstanbul Moda Haftası'nda aktif olarak yer alan tasarımcıya; ''bir koleksiyon hikayesi nasıl doğar ve gelişir?'' diye sorduk.
SS16 koleksiyonuna göz atarak sizde bu yolculuğa katılmaya başlayabilirsiniz --> tık.
Koleksiyon; dergide gördüğü bir görselle başlamış. Ve Meksika'da Yukatan yarımadasındaki kireçtaşı dokusu, kutsal olarak bilinen mağara lagünleri ve doğa güzelliklerinden ilham alınarak hazırlanmış. Ve tasarımcının bir notu; ''İlham sokakta gördüğümüz bir şeyden, duyduğumuz sanatsal müzikten bile alınabilir. İlham her yerde, yeter ki siz onu bulmak isteyin.'' Bu koleksiyon; dinginlik, rahatlama, ruh ve beden sağlığını tekrardan bulmak isteyen cosmopolitan kadının hikayesi. Amacı; her çalışan kadının stres duyduğu şehir hayatından kaçıp içinden çıkmak istemeyeceği dünya haline gelen bir koleksiyon oluşturmakmış. Hammadde materyal araştırmalarına girerek, köylü kadınlarında dokuduğu kumaşlar ile yoğun bir çalışmaya girmişler.
 Deriler, kabartmalar, lazer kesimler, kahveler, yeşiller ve toprak tonlarını içinde barındıran koleksiyon, sakin ve dingin renk paleti ve yumuşacık kumaşlarının %100 organik olmasıyla dikkat çekiyor. 
Emre Erdemoğlu; Piyasaya küçük yaşta atılarak yaklaşık 14 yıllık deneyimi ile büyük avantaj yakalamış Erdemoğlu. Bir çok yarışmaya katılıp ödül alması onun için güzel bir başlangıç olmuş.  Aynı zamanda da markalara danışmanlık yapıyor. Küçüklüğünde Barbie'lerini değilde Ken'lerini giydiren tasarımcı ağırlıklı olarak erkek modası çalışıyor. Daha ilk zamanlarda markasının adını, taşıyacak kadınını ve erkeğini arayan, nerelerde pazarlayacağım diye kafa yoran tasarımcı; ilk defilesini büyük cesaretiyle 20 yaşında İtalya'da yapmış. Markalaşma sürecinden bahsedersek; zor ve stresli bir yol olduğunu söylüyor. Önemli insanlarla konuşarak neyle karşılaşacağımızı öğrenmemiz gerektiği de bir tüyo. Yönetmeci, finansal kısım ve parayı yönetme kısmından anlamak gerekiyor. Ben sadece tasarım yapar ürettiririm demekle uzun vadeli meslek olmaz diye de ekliyor.
''Moda Tasarımı okuyan öğrencilerin hepsi kendi markasını mı kurmalı yoksa bazı markaların ekiplerinde mi olmalı?'' diye bir soru yöneltiyoruz. Bu kişinin ne olmak istediği ile alakalı tercih meselesi. Kimi insanlar çok iyi koleksiyonlar oluşturur ama markalaşınca sektörle uyuşmaz yani düşüş yapar, tamamiyle kişisel gelişim ve ruh hali.
Zirveye geldiğini düşünürek son 3 yıldır mesleğinin tatminini yaşayan tasarımcıya son olarak vitrin tasarımlarını soruyoruz. Dior vitrinlerinlerini beğendiğini söylerek ekliyor; ''Müşteriyi mağazaya çekmenin en mükemmel yolu hikayesi olan bir vitrin tasarımıdır. Böylelikle dışarıdan içerideki hikaye merak ediliyor. Doğru ekiple yapacağınız beyin fırtınası ile ilerlemek gerekiyor.'' diyerek sonlandırıyor.
   
Pınar Çelikel; All dergisi, sektör ihtiyaçlarına cevap vermek üzere kurulmuş yüzde yüz türk markasıdır. Diğer dergilerden farkı ise sektöre yakın olmasıdır. Normal dergiler stili verir, tarzı verir ve hangisini beğeniyorsan git onu al der ama biz ulaşılabilir, alınabilir ve hesaplı parçalar sunarak insanlara ilham kaynağı olmaya çalışıyoruz. ''Hayatında sadece bir tane Louis Vuitton çantan olabilir ama mükemmel görünüyor olabilirsin.'' diyor. Sadece okurlara değil, markalara da ilham kaynağı olmaya çalıştıkları için sürekli iş birlikleri içerisindeler bu yüzden sektöre de fayda sağlıyorlar. Bir marka size geldiği zaman nasıl bir çalışma yapıyorsunuz diye sorduk. O markanın alıcı kitlesine bakarak, neye ihtiyaçları varsa onları tamamlamaya çalışıyorlarmış. Koton ile yaptıkları bir işbirliğinde medyada nasıl olması, basılı materyallerin nasıl olması gerektiğine bakmışlar. İnternet sitelerini yönetmek, videolar hazırlamak gibi faaliyetler yaptıktan sonra markanın dergisini modernleştirmişler. Fransa'da bir cafeye koyulsa bayağı okunacak bir dergi haline getirildikten sonra büyük bir marka görünümüne ulaştırmayı başarmışlar. ''Herkes herşeyi bilemez, danışmanlık almak erdemliktir.'' diye de ekliyor Çelikel. Son olarak okurlarla olan samimiyetlerinden bahsedelim.  Bir ayakkabı markasında; moda bloggerları ve okurlar ile birlikte son trendleri konuşmuşlar. Ayrıca editörlerle de mağaza buluşmaları gerçekleştiren All dergisi, modaseverlere de güzel deneyimler yaşatmayı seviyor. 

4 Kasım Çarşamba
CEYLAN ATINÇ İLE FASHİON TALK
Moda editörü ve kreatif direktör Ceyla Atınç'ın moderatörlüğünde gercekleşmiş olan fashion talk'a birbirinden başarılı isimler konuk oldu. Moda sektörüne ve iş hayatına attığım ilk adım, kendimi fazlasıyla geliştirdiğim ve mesleğimi sevip hedeflerime gidebilmeme büyük etken olan A46 Tuvanam'ın kurucusu, Moda Tasarımcı Tuvana Büyükçınar Demir, oluşturulan koleksiyonların ruhunu en güzel şekilde yansıtan, sıcak kanlılığı ile model ve marka danışmanı Didem Soydan, P&G Beauty saç stilisti Önder Tiryakiörnek aldığım bloggerlardan ayrıca IAMNOTBASIC markasının kurucusu olan Meriç Küçük ile muhteşem bir etkinlik geçirdik. Fashion Talk oluşturulurken akla gelen ilk 4 ismin birbirinden farklı ayrı bir hikayesi var, o yüzden biyografik olarak değilde kendi ağızlarından dinlediğimiz hayat hikayelerine ve düşüncelerine yer vereceğim:)
Tuvana Büyükçınar Demir; Mimar Sinan'da Endüstri Ürünleri Tasarımı okuduğu zamanlar moda alanında ilerlemeye karar veren tasarımcı, hayat okulundan mezun olduğunu söylüyor. Giyime ve alışverişe olan merakı ayırca annesinin de içinde olduğu moda dünyası sayesinde 16 yaşında bir moda dergisinde editörlük yapma imkanı olmuş. Büyük depremin olduğu sıralarda çevresindekiler; ''küçük bir çocuğun hayalinin peşinden gidilir mi?'' gibi tepkiler verse de ailesinin müthiş desteği ile 1999 yılında ilk mağazasını açmış. ''Girişimcilik, risk almakla beraber korkmamaktır.'' Seminere çağrılmakla fazlasıyla heyecanlanan tasarımcı, demek ki başarmışım; ''Bizi ayakta tutan bu heyecandır.'' diyor. Birbiri ardınca gelen başarılar ile; A46 Boutique, Tuvanam, A46 Organization, 3Moms markalarını kurarak nasıl bir yol çizdiğine bakalım.. Genç yaşta işin mutfağında, sınır tanımadan, inanarak ve azimle çalışarak bugünlere gelmiş. Hazırlamış olduğu şık gece elbiseleri, sahne kıyafetleri, günlük kıyafetler ile kısa sürede geniş bir müşteri kitlesine ulaşan tasarımcı; ''İşimi çok seviyorum, dünyayı unutuyorum, kendimi buluyorum ve yaşıyorum.''  diye de ekliyor. 
Aynı zamanda anne olan Demir; beğendikleri ürünlerin Türkiye'de olmaması, hayal ettikleri şeyleri bulamamaları ile Alara Koçibey ve Emine Kütük ortaklığında 3Moms'ı hayata geçirdi. ''Ezberi bozan bir şeyi yapmak çok önemliydi.'' Yatakodalarından mobilyaya, aksesuardan ev tekstiline kadar tamamen çocuk dostu olan tasarımlar ön plana çıkıyor.
2003 yılından bugüne kadar uluslararası düğün, davet, kurumsal etkinlikler, parti, sahne ve gösteri sanatları tasarımlarında hafızalardan silinmeyecek anlara imza atan A46 Organization'ın hikayesi ise; annesinin çok sevdiği bir arkadaşının onu bu yöne itmesiyle başlamış. Şöyle ki; kızının içinde olmasını istediği düğünü en ince detayına kadar anlatmış. Düğün davetiyesi yada gelinlik siparişi alacağını bekleyen tasarımcı, organizasyonunu yükleneceği bir düğünün içinde olduğunu nerden bilebilir ki? Anlaşılan heyecanı ve renkli dünyası farkedilmiş ve 1 ay kalan düğün için kollar sıvanmıştı. Hiç uyumadan, araştırarak, materyal toplayarak unutulmaz bir düğün olmuş ve bu başarının devamı günümüze kadar gelmiş. Bunun üzerine Ceylan Atınç;
''Mesleğe sevgi duymak gerekiyor. Okul okumak, seminerlere katılmak tabi ki önemli ama kariyerimize yön veren şey bazen basitçe itilmektir.'' diye de ekliyor.
''Türkiye'de hazır giyim neden ilerlemiyor ve neden dünyaya açılmaktan kaçınılıyor?'' diye bir soru yöneltiyoruz;
''Bir koleksiyonda birbirini tamamlayan ve takip eden parçalar olmak zorunda, çok iyi gözlem yapmalı ve materyaller bulmalısınız. Aynı zamanda materyal fiyatında ekonomik olmak zorundasınız. Kitlelerle buluşup lüksü gardroplarına taşıyarak, en azından herkese 1 parça ithal edip tüketiciyle gönül bağı kurmalısınız. Mesela H&M ve Balmain'in iş ortaklığı gibi..  

Türkiyede varolan şey; başarılı olanın arkasından gidip taklitinin aynısını yapmak. Zaten yapılmış sen daha onun ne kadar üstüne çıkabilirsin ki? Dünyadaki eksiklere bak, kendi hikayeni oluştur, bizde malesef markalar kendi ait olmayan bir karakteri canlandırmaya çalışıyor. Onun yaptığı makyajı yaptırıyor. Oysa sen kendi hikayeni oluşturacaksın, makyajı onun hikayesine göre olacak, manken o hikayenin kişiliğine bürünecek. Ancak bunları yapabilen dünya devleri arasında yerini alabilir.'' diye cevap alıyoruz.
Peki biz gençlere başarıya giden yolda neler öneriyor? Okumaya devam!

''Doğru bakmak ve doğru görmek, işin mutfağından başlamak çok önemli. Sizi en çok çeken, en çok ne yapmayı seviyorsanız o yöne gitmeli ve profesyonelleşmelisiniz. Belli bir rütbeye gelebilmek için; başkalarıyla benzer olmayıp dünyaya farklı gözle bakmak gerekiyor. Çabala ve kendine inan başka yolu yok! Özellikle gocunmamak bu işin temel anahtarıdır. 40 yaşındayım ve hala benden küçük birinin eğilerek ayakkabısını giydiriyorum ve bundan gocunmuyorum. Önemli olan karşındaki kişinin ne istediği görebilmek ve onun gönlünde taht sahibi olabilmektir.'' diyerek bize ışık tutuyor.
Didem Soydan; Üniversite yıllarında çalıştığı mağazada modacı Ümit Ünal tarafından keşfedilip modelliğe başlayan Soydan, yaklaşık 10-12 senedir bu sektörün içinde. İçten, samimi, Grafik Tasarım okumuş ve tam bir teknoloji bağımlısı! Her olanağı kullanıyor ve denemekten zevk alıyor. 4 yıldır instagram kullanıcısı, işin ilginç tarafı; son 6 aydır sadece koyulacak fotoğraflarını seçiyor. Şöyle ki diğer işlere yönelmesini engellediği için sosyal medya hesaplarını devretmiş. Fotoğrafların altına yapılan reklam yorumlarını göremezsiniz çünkü anında siliniyor. Kulağa çok hoş gelmiyor mu? Kendi işini sosyal medyada tanıtmış çünkü başka bir mecra yok, bu yüzden teknolojiyi sonuna kadar destekleyip kullanıyor. Aynı zamanda markalara danışmanlık veriyor ve bu markalar gizliliğe sahip. Nedenini soracak olursanız; ''Bana objektiflik gerekiyor. İnsanların beni tanımadan çok sevmelerini ve çok sevmemelerini samimi bulmuyorum. Bu yüzden sırf ben yaptım diye çok beğenmeleri ve beğenmemeleri pek samimi olmuyor.'' diye cevap alıyoruz. Başarısı devam eden ve gittikçe büyüyen modelimizin bizlere bir önerisi var!''Sevdiğiniz işi yapmanın duygusu hiç bir şey ile tarif edilemez. Neyi seviyosanız onu yapmaya çalışın ve peşinden koşun.''

5 Kasım Perşembe
VAKKO ESMOD İSTANBUL MODA AKADEMİSİ TARAFINDAN MODA TASARIMI, YARATICILIK VE UYGULAMA SÜRECİ
Herkesin aklında acaba üniversite mi yoksa moda akademisi mi benim gelişmem için daha iyi? diye soru vardır. Öncelikle Moda Akademileri profesyonel ve verimli bir çalışma sistemi uyguluyorlar.
Peki Vakko Esmod Moda Akademisi'nde bu süreç nasıl ilerliyor? Moda Tasarımı eğitmeni Dominique Boillot'tan dinledik!

İlk süreç evren oluşturmak. Form, şekil, renk ve ilham kaynakları.. İlk yıldan itibiren öğrenciler kendine ilham kaynağı olacak sketchbook oluştururlar. Herkesin farklı bir kişiliği ve farklı zevkleri var bu yüzden herkesin kendine özel kitabı olur. Kolaj yapıyorlar, bu öğrencilere 2. yıl ilham kaynağı oluyor, bu kolajdan gerçek kıyafetler doğacak oluyor. İlk yıldan meslek sahibi gibi çalışma yapılıyor, çağdaş sanattan ilham alıyorlar ve her zaman farklı ilham kaynakları oluyor. Kumaşın hakkını verecek tasarımlar yapıyorlar. İnternetten kopyalama yapmadan çok fazla araştırarak yeni bir şey yaratmaya çalışıyorlar. ''Tasarımcıysanız hep yenilikçi olmanız gerek. Tasarımcı ve stilist için kumaş çok önemlidir. Farklı hacim ve hatlar, malzeme ve renk modada çok önemlidir.'
Aynı kağıtta çalışırsanız hep aynı modeller uygularsınız, bu yüzden farklı egzersizler gerekiyor. Manken üzerinde denemeler yapmak gerek. Omuz ve manşetler cekette çok önemlidir. Bu yüzden 3 boyutlu manken üzerinde de çalışma yapıyoruz. Ayrıca Loft gibi markalarla iş birliği içersindeler. 
Free Style; her hangi bir baskı olmadan özgür stillerini oluşturuyorlar.
Kalıp çıkararak dikiyorlar ve 3 yılın sonunda rüya gerçekleşerek kişisel koleksiyonlar ortaya çıkıyor. Ve bu koleksiyon kendi markalarını ve evrenlerini yansıtıyor. Çeşitli ülkelerden çok değerli modacı jüriler geliyor ve öğrenciler defilelerini gerçekleştiriyorlar. Gerçek bir marka gibi katalog oluşturuyorlar.


WORKSHOP: DRAPAJ TEKNİĞİYLE TAYYÖR CEKET TASARIMI UYGULAMA ATÖLYESİ 
Vakko Esmod Moda Akademisi eğitmeni Nadia Haouach ve öğrencileri tarafından gerçekleştirilen atölye çalışmasında az bilinen bir yöntem olan üç boyutlu kalıp çıkarma tekniklerinden ''drapaj'' tekniği kullanılarak manken üzerinde tayyör ceket tasarımı uygulaması yapıldı.

Ve bazı tasarımları sizler için fotoğrafladım!
Derlediğim bilgiler ve fotoğraflar umarım sizler için verimli olmuştur. Hayatımıza farklı yönlerden dokunan ve bizlere yön gösteren değerli konuklarımıza, bu paylaşımımı da sıkılmadan azimle okuyan tüm takipçilerime teşekkür ediyorum:)
Sizler için faydalı olduysa ne mutlu bana. Sevgilerle!
Devamını Oku »